Bölüm 3, ELÇÝLERÝN ÝßLERÝ

ELÇÝLERÝN ÝßLERÝ 4

Petrus'la Yuhanna Yüksek Kurul'un önünde

Kâhinler*, tapýnak koruyucularýnýn komutaný ve Sadukiler*, halka seslenmekte olan Petrus'la Yuhanna'nýn üzerine yürüdüler. 2. Çünkü onlarýn halka ders vermelerine ve Ýsa'yý örnek göstererek ölülerin dirileceðini söylemelerine çok kýzmýþlardý. 3. Onlarý yakaladýlar, akþam olduðu için ertesi güne dek hapiste tuttular. 4. Ne var ki, konuþmayý duymuþ olanlarýn birçoðu iman etti. Böylece imanlý erkeklerin sayýsý aþaðý yukarý beþ bine ulaþtý.
5. Ertesi gün Yahudilerin yöneticileri, ihtiyarlarý ve din bilginleri Kudüs'te toplandýlar. 6. Baþkâhin Hanna'nýn yanýsýra, Kayafa, Yuhanna, Ýskender ve baþkâhinin soyundan olan diðerleri de oradaydý. 7. Petrus'la Yuhanna'yý huzurlarýna getirtip onlara, "Siz bunu hangi güçle ya da kimin adýna dayanarak yaptýnýz?" diye sordular.
8. O zaman Kutsal Ruh'la dolan Petrus onlara þöyle dedi: "Halkýn yöneticileri ve ihtiyarlar! 9-10. Eðer bugün bir hastaya yapýlan iyilik yüzünden bizden hesap soruluyor ve bu adamýn nasýl iyileþtiði soruþturuluyorsa, hepiniz ve tüm Ýsrail halký þunu bilesiniz: bu adam, sizin çarmýha gerdiðiniz, ama Tanrý'nýn ölümden dirilttiði Nasýralý Ýsa Mesih'in adý sayesinde önünüzde sapasaðlam duruyor. 11. Ýsa,

'Siz yapýcýlar tarafýndan hiçe sayýlan,
ama köþenin baþ taþý durumuna gelen taþ'týr.

12. Baþka hiç kimsede kurtuluþ yoktur. Bu göðün altýnda insanlara baðýþlanmýþ, bizi kurtarabilecek baþka hiçbir ad yoktur."
13. Kurul üyeleri, Petrus'la Yuhanna'nýn yürekliliðini görüp de bunlarýn eðitim görmemiþ, sýradan kiþiler olduklarýný anlayýnca þaþtýlar ve onlarýn Ýsa'yla birlikte bulunmuþ olduklarýný fark ettiler. 14. Ýyileþtirilmiþ olan adam, Petrus ve Yuhanna'yla birlikte gözleri önünde duruyordu; bunun için hiçbir karþýlýk veremediler.
15. Kurul üyeleri onlara dýþarý çýkmalarýný buyurduktan sonra durumu kendi aralarýnda tartýþmaya baþladýlar. 16. "Bu adamlarý ne yapacaðýz?" dediler. "Kudüs'te yaþayan herkes, bunlarýn eliyle olaðanüstü bir mucize* yaratýldýðýný biliyor. Biz bunu inkâr edemeyiz. 17. Ama bu haberin halk arasýnda daha çok yayýlmasýný önlemek için onlarý tehdit edelim ki, bundan böyle Ýsa'nýn adýndan hiç kimseye söz etmesinler."
18. Böylece onlarý çaðýrdýlar, Ýsa'nýn adýný hiç anmamalarýný, o adý kullanarak hiçbir þey öðretmemelerini buyurdular. 19. Ama Petrus'la Yuhanna þöyle karþýlýk verdiler: "Tanrý'nýn önünde, Tanrý'nýn sözünü deðil de sizin sözünüzü dinlemek doðru mudur, kendiniz karar verin. 20. Biz gördüklerimizi ve iþittiklerimizi anlatmadan edemeyiz."
21. Kurul üyeleri onlarý bir daha tehdit ettikten sonra serbest býraktýlar; onlarý cezalandýrmak için hiçbir gerekçe bulamamýþlardý. Çünkü bütün halk, olup bitenler için Tanrý'yý yüceltiyordu. 22. Nitekim mucize sonucu iyileþen adamýn yaþý kýrký geçmiþti.

Ýmanlýlar cesaret için dua ediyor

23. Serbest býrakýlan Petrus'la Yuhanna, arkadaþlarýnýn yanýna dönerek baþkâhinlerle ihtiyarlarýn kendilerine söylediði her þeyi bildirdiler. 24. Arkadaþlarý bunu duyunca hep birlikte Tanrý'ya þöyle seslendiler: "Ey Efendimiz! Göðü, yeri, denizi ve onlarýn içindekilerin tümünü yaratan sensin. 25. Kutsal Ruh aracýlýðýyla senin kulun atamýz Davud'un aðzýndan þöyle dedin:

'Uluslar neden hiddetlendi,
halklar neden boþ düzenler kurdu?
26. Yeryüzünün krallarý saf baðladý,
yöneticiler, Rab'be ve O'nun Mesihine karþý
bir araya geldi.'

27-28. "Gerçekten de Hirodes ile Pontiyus Pilatus, bu kentte Ýsrail halký ve diðer uluslarla bir olup senin meshettiðin* kutsal kulun Ýsa'ya karþý toplandýlar. Senin kendi gücün (e) ve isteðinle önceden kararlaþtýrdýðýn her þeyi gerçekleþtirdiler. 29. Ve þimdi ya Rab, onlarýn savurduðu tehditlere bak! Kullarýna, senin sözünü tam bir yüreklilikle duyurmalarý için güç ver. 30. Kutsal kulun Ýsa'nýn adýyla hastalarý iyileþtirmek için, mucizeler ve harikalar yaratmak için elini uzat."
31. Dualarý bitince toplandýklarý yer sarsýldý. Hepsi Kutsal Ruh'la doldular ve Tanrý sözünü cesaretle duyurmaya devam ettiler.

Ýmanlýlar her þeylerini paylaþýyorlar

32. Ýnananlarýn topluluðu yürekte ve düþüncede birdi. Hiç kimse sahip olduðu herhangi bir þey için "bu benimdir" demiyordu; her þeylerini ortak kabul ediyorlardý. 33. Elçiler, Rab Ýsa'nýn ölümden dirildiðine çok etkili bir biçimde tanýklýk ediyorlardý. Tanrý'nýn büyük lütfu hepsinin üzerindeydi. 34-35. Aralarýnda yoksul olan yoktu. Çünkü toprak ya da ev sahibi olanlar bunlarý satar, sattýklarýnýn bedelini getirip elçilerin buyruðuna verirlerdi (f); bu da herkese ihtiyacýna göre daðýtýlýrdý.
36-37. Örneðin, Kýbrýs doðumlu bir Levili olan ve elçilerin Barnaba, yani 'Cesaret Verici' diye adlandýrdýklarý Yusuf, sahip olduðu bir tarlayý sattý, parasýný getirip elçilerin buyruðuna verdi.

Bölüm 5, ELÇÝLERÝN ÝßLERÝ