Ayný gün Ýsa evden çýktý, gidip gölün kýyýsýnda oturdu. 2. Çevresinde öyle büyük bir kalabalýk toplandý ki, kendisi bir kayýða binip oturdu. Bütün kalabalýk kýyýda duruyordu. 3. Ýsa onlara benzetmelerle birçok þeyler anlattý. "Bakýn" dedi, "ekincinin biri tohum ekmeye çýkmýþ. 4. Ektiði tohumlardan kimi yol kenarýna düþmüþ. Kuþlar gelip bunlarý yemiþ. 5. Kimi, topraðý az olan kayalýk yerlere düþmüþ. Toprak derin olmadýðýndan hemen filizlenmiþler. 6. Ne var ki, güneþ doðunca kavrulmuþlar, kök salamadýklarý için kuruyup gitmiþler. 7. Kimi de dikenler arasýna düþmüþ. Dikenler büyümüþ, filizleri boðmuþ. 8. Kimi ise iyi topraða düþmüþ. Bazýsý yüz, bazýsý altmýþ, bazýsý da otuz kat ürün vermiþ. 9. Kulaðý olan iþitsin!"
10. Öðrencileri gelip Ýsa'ya, "Onlara neden benzetmelerle sesleniyorsun?" diye sordular.
11. Ýsa da þu cevabý verdi: "Göklerin Egemenliðinin sýrlarýný anlama gücü size verildi, ama onlara verilmedi. 12. Kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alýnacak. 13. Onlara benzetmelerle seslenmemin nedeni budur. Çünkü,
'Gördükleri halde görmezler.
Duyduklarý halde duymaz ve anlamazlar.'
14. "Yeþaya'nýn þu peygamberlik sözü onlarýn bu durumunda gerçekleþmiþ oluyor:
'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksýnýz,
bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
15. Çünkü bu halkýn yüreði duygusuzlaþtý,
kulaklarý aðýr iþitir oldu.
Gözlerini de kapadýlar.
Öyle ki, gözleri görmesin,
kulaklarý iþitmesin, yürekleri anlamasýn,
ve bana dönmesinler.
Dönselerdi, onlarý iyileþtirirdim.'
16. "Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarýnýz iþitiyor! 17. Size doðrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doðru kiþiler sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin iþittiklerinizi iþitmek istediler, ama iþitemediler.
18. "ßimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin. 19. Her kim Göksel Egemenlikle ilgili sözü iþitir de anlamazsa, ßeytan(ç) gelir, onun yüreðine ekileni söker götürür. Yol kenarýna ekilen tohum iþte budur.20- 21. Kayalýk yerlere ekilen ise iþittiði sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadýðý için ancak bir süre dayanan kiþidir. Böyle biri Tanrý sözünden ötürü sýkýntý ya da zulme uðrayýnca hemen sendeleyip düþer. 22. Dikenler arasýnda ekilen de þudur: sözü iþitir, ama dünyasal kaygýlar ve zenginliðin aldatýcýlýðý sözü boðar ve ürün vermesini engeller. 23. Ýyi topraða ekilen tohum ise, sözü iþitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmýþ, kimi de otuz kat."
24. Ýsa onlara baþka bir benzetme anlattý: "Göklerin Egemenliði, tarlasýna iyi tohum eken adama benzer" dedi. 25. "Ne var ki, herkes uyurken, adamýn düþmaný gelmiþ ve buðdayýn arasýna delice ekip gitmiþ. 26. Ekin geliþip baþak salýnca, deliceler de görünmüþ.
27. "Mal sahibinin köleleri gelip ona þöyle demiþler: 'Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Öyleyse delice nereden çýktý?'
28. "O da onlara, 'Bunu bir düþman yapmýþtýr' demiþ.
"'Gidip deliceleri toplamamýzý ister misin?' diye sormuþ köleler.
29. "'Hayýr' demiþ. 'Deliceleri toplarken belki buðdayý da sökersiniz. 30. Ekinin biçileceði zamana kadar býrakýn, ikisi yan yana büyüsün. Ekin biçme zamaný gelince orakçýlara diyeceðim ki, 'Önce deliceleri toplayýn, yakýlmak üzere demet yapýn. Buðdayý ise toplayýp ambarýma koyun.'"
31. Ýsa onlara bir benzetme daha anlattý: "Göklerin Egemenliði bir adamýn alýp tarlasýna ektiði hardal tanesine benzer" dedi. 32. "Hardal tüm tohumlarýn en küçüðü olduðu halde, geliþince bahçe bitkilerinin boyunu aþar, aðaç olur. Öyle ki, gökte uçan kuþlar gelip dallarýnda barýnýr."
33. Ýsa onlara baþka bir benzetme anlattý: "Göklerin Egemenliði, bir kadýnýn alýp tüm hamuru kabartmak için üç ölçek(ý) una karýþtýrdýðý mayaya benzer."
34. Ýsa bütün bunlarý halka benzetmelerle anlattý. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir þey anlatmazdý. 35. Bu, peygamber aracýlýðýyla bildirilen þu söz yerine gelsin diye oldu:
"Aðzýmý benzetmeler anlatarak açacaðým,
dünyanýn kuruluþundan beri
gizli kalmýþ sýrlarý dile getireceðim."
36. Bundan sonra Ýsa halký býrakýp eve girdi. Öðrencileri yanýna gelip, "Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açýkla" dediler.
37. Ýsa, "Ýyi tohumu eken, Ýnsanoðlu'dur*" diye karþýlýk verdi. 38. "Tarla ise dünyadýr. Ýyi tohum, Göksel Egemenliðin oðullarý, deliceler de kötü olanýn oðullarýdýr. 39. Deliceleri eken düþman, Ýblis'tir. Ekin biçme zamaný, çaðýn sonu; orakçýlar ise meleklerdir.
40. "Deliceler nasýl toplanýp ateþte yakýlýyorsa, çaðýn sonunda da böyle olacak.41- 42. Ýnsanoðlu meleklerini gönderecek, onlar da insanlarý günaha düþüren her þeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliðinden toplayýp kýzgýn fýrýna atacaklar. Orada aðlayýþ ve diþ gýcýrtýsý olacaktýr. 43. Doðru kiþiler, o zaman Babalarýnýn egemenliðinde güneþ gibi parlayacaklar. Kulaðý olan iþitsin!
44. "Göklerin Egemenliði, tarlada saklanmýþ bir hazineye benzer. Bunu bulan adam yine saklamýþ. Sevinç içinde gitmiþ, varýný yoðunu satýp o tarlayý satýn almýþ.
45. "Yine Göklerin Egemenliði, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. 46. Tüccar, çok deðerli bir inci bulunca gitmiþ, varýný yoðunu satýp o inciyi almýþ.
47. "Yine Göklerin Egemenliði, denize atýlmýþ ve her çeþit balýðý toplamýþ bir aða benzer. 48. Að dolunca onu kýyýya çekmiþler. Yere oturup yararlý balýklarý seçmiþ ve kaplara koymuþlar, yararsýz olanlarý atmýþlar.49- 50. Çaðýn sonunda da böyle olacak. Melekler gelip kötü kiþileri doðrularýn arasýndan ayýracaklar ve onlarý kýzgýn fýrýna atacaklar. Orada aðlayýþ ve diþ gýcýrtýsý olacaktýr.
51. "Bütün bunlarý anladýnýz mý?" diye sordu Ýsa.
O'na, "Evet" karþýlýðýný verdiler.
52. O da onlara, "Ýþte böylece Göklerin Egemenliði için eðitilmiþ her din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski deðerler çýkaran bir mal sahibine benzer" dedi.
53. Ýsa bütün bu benzetmeleri anlattýktan sonra oradan ayrýldý. 54. Kendi memleketine gitti ve oradaki havrada halka ders vermeye baþladý. Halk þaþýp kalmýþtý. "Adamýn bu bilgeliði ve mucizeler yaratan gücü nereden geliyor?" diyorlardý. 55. "Marangozun oðlu deðil mi bu? Annesinin adý Meryem deðil mi? Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda O'nun kardeþleri deðil mi? 56. Kýzkardeþlerinin hepsi aramýzda yaþamýyor mu? O halde O'nun bütün bu yaptýklarý nereden geliyor?" 57. Ve gücenip O'nu reddettiler.
Ama Ýsa onlara þöyle dedi: "Bir peygamber, kendi memleketinden ve evinden baþka yerde hor görülmez."
58. Ýmansýzlýklarýndan ötürü Ýsa orada pek fazla mucize yapmadý.