Halk, Ginesar gölünün kýyýsýnda duran Ýsa'nýn çevresine üþüþmüþ Tanrý'nýn sözünü dinliyordu. 2. Ýsa, gölün kýyýsýnda iki kayýk gördü. Balýkçýlar kayýklarýndan inmiþ aðlarýný yýkýyorlardý. 3. Ýki kayýktan Simun'a ait olanýna binen Ýsa, ona kýyýdan biraz açýlmasýný rica etti. Sonra oturdu, kayýðýn içinden halka ders vermeye devam etti. 4. Konuþmasýný bitirince Simun'a, "Derin sulara açýlýn, balýk tutmak için aðlarýnýzý salýn" dedi.
5. Simun þu karþýlýðý verdi: "Efendimiz, bütün gece çabaladýk, hiçbir þey tutamadýk. Yine de senin sözün üzerine aðlarý salacaðým."
6. Bunu yapýnca öyle çok balýk yakaladýlar ki, aðlarý yýrtýlmaya baþladý. 7. Öbür kayýktaki ortaklarýna iþaret vererek gelip yardým etmelerini istediler. Onlar da geldiler ve her iki kayýðý balýkla doldurdular; öyle ki, kayýklar az kalsýn batýyordu.
8. Simun Petrus bunu görünce, "Rab, uzaklaþ benden, ben günahlý bir adamým" diyerek Ýsa'nýn dizlerine kapandý. 9. Kendisi ve yanýndakilerin hepsi, tutmuþ olduklarý balýklarýn çokluðuna þaþýp kalmýþlardý. 10. Simun'un ortaklarý olan Zebedi oðullarý Yakup'la Yuhanna'yý da ayný þaþkýnlýk almýþtý.
Ýsa Simun'a, "Korkma" dedi, "bundan böyle balýk yerine insan tutacaksýn." 11. Sonra onlar kayýklarý karaya çektiler ve her þeyi býrakýp Ýsa'nýn ardýndan gittiler.
12. Ýsa kentlerden birindeyken, her yanýný cüzam kaplamýþ bir adamla karþýlaþtý. Adam Ýsa'yý görünce yüzüstü yere kapanýp O'na yalvardý: "Rab, eðer istersen beni temiz kýlabilirsin" dedi.
13. Ýsa, elini uzatýp adama dokundu. "Ýsterim, temiz ol!" dedi. Adam hemen o anda cüzamdan kurtuldu.
14. Ýsa ona, bundan hiç kimseye söz etmemesini buyurdu. "Git, kâhine görün ve cüzamdan temizlendiðini herkese kanýtlamak için Musa'nýn buyurduðu adaklarý sun" dedi. 15. Ne var ki, Ýsa'yla ilgili haber daha da çok yayýldý. Kalabalýk halk topluluklarý Ýsa'yý dinlemek ve hastalýklarýndan kurtulmak amacýyla akýn akýn geliyordu. 16. Kendisi ise ýssýz yerlere çekiliyor, dua ediyordu.
17. Bir gün Ýsa ders veriyordu. Celile'nin ve Yahudiye'nin bütün köylerinden ve Kudüs'ten gelmiþ olan Ferisilerle Kutsal Yasa öðretmenleri O'nun çevresinde oturuyorlardý. Ýsa, Rab'bin gücü sayesinde hastalarý iyileþtiriyordu. 18. O sýrada birkaç kiþi, þilte üzerinde taþýdýklarý felçli bir adamý evden içeri sokup Ýsa'nýn önüne koymaya çalýþýyorlardý. 19. Kalabalýktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayýnca dama çýktýlar, kiremitleri kaldýrýp adamý þilteyle birlikte ortaya, Ýsa'nýn önüne indirdiler. 20. Onlarýn imanýný gören Ýsa, "Dostum, günahlarýn baðýþlandý" dedi.
21. Din bilginleriyle Ferisiler, "Tanrý'ya küfreden bu adam kim? Tek Tanrý'dan baþka kim günahlarý baðýþlayabilir?" diye düþünmeye baþladýlar.
22. Akýllarýndan geçenleri sezen Ýsa onlara þöyle seslendi: "Aklýnýzdan neden böyle þeyler geçiriyorsunuz? 23. Hangisi daha kolay, 'Günahlarýn baðýþlandý' demek mi, yoksa 'Kalk, yürü' demek mi? 24. Ne var ki, Ýnsanoðlu'nun yeryüzünde günahlarý baðýþlama yetkisine sahip olduðunu bilesiniz diye..." Sonra felçli adama, "Sana söylüyorum, kalk, þilteni toplayýp evine git!" dedi.
25. Adam onlarýn gözü önünde hemen ayaða kalktý, üzerinde yattýðý þilteyi topladý ve Tanrý'yý yücelterek evine gitti. 26. Herkesi bir þaþkýnlýk almýþtý. Tanrý'yý yüceltiyor, büyük korku içinde, "Bugün þaþýlacak iþler gördük!" diyorlardý.
27. Bu olaydan sonra Ýsa dýþarý çýktý, vergi toplama kulübesinde oturan Levi adýnda bir vergi görevlisini gördü. Adama, "Ardýmdan gel" dedi. 28. O da kalktý, her þeyi býrakýp Ýsa'nýn ardýndan gitti.
29. Sonra Levi, evinde Ýsa'nýn onuruna büyük bir þölen verdi. Vergi görevlileri ve daha baþka kiþilerden oluþan büyük bir kalabalýk onlarla birlikte yemeðe oturmuþtu. 30. Ferisilerle onlarýn din bilginleri söylenmeye baþlayýp Ýsa'nýn öðrencilerine, "Siz neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yiyip içiyorsunuz?" dediler.
31. Ýsa onlara þu karþýlýðý verdi: "Saðlýklý olanlarýn deðil, hastalarýn hekime ihtiyacý var. 32. Ben doðru kiþileri deðil, günahkârlarý tövbeye çaðýrmaya geldim."
33. Onlar Ýsa'ya, "Yahya'nýn öðrencileri sýk sýk oruç tutup dua ediyorlar, Ferisilerin öðrencileri de öyle. Seninkiler ise yiyip içiyorlar" dediler.
34. Ýsa þöyle karþýlýk verdi: "Güvey aralarýnda olduðu sürece davetlilere hiç oruç tutturabilir misiniz? 35. Ama güveyin aralarýndan alýnacaðý günler gelecek, iþte o zaman, o günler oruç tutacaklar."
36. Ýsa onlara þu benzetmeyi de anlattý: "Hiç kimse yeni giysiden bir parça yýrtýp eski giysinin üzerine yamamaz. Yoksa hem yeni giysi yýrtýlmýþ olur, hem de bu giysiden koparýlan yama eskisine uymaz. 37. Hiç kimse yeni þarabý eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni þarap tulumlarý patlatýr; hem þarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. 38. Yeni þarabý yeni tulumlara doldurmak gerek. 39. Üstelik hiç kimse eski þarabý içtikten sonra yenisini istemez. 'Eskisi güzel' der."