"Dikkat edin! Yapacaðýnýz doðru iþleri gösteriþ için insanlarýn gözü önünde yapmayýn. Öyle yaparsanýz, göklerdeki Babanýzdan ödül alamazsýnýz.
2. "Bu nedenle, birisine sadaka vereceðiniz zaman bunu ilan etmek için önünüzde borazan çaldýrmayýn. Ýkiyüzlü kiþiler, insanlarýn övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doðrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almýþlardýr! 3. Siz sadaka verdiðiniz zaman, sol eliniz sað elinizin ne yaptýðýný bilmesin. 4. Öyle ki, verdiðiniz sadaka gizli kalsýn. Gizlilik içinde yapýlaný gören Babanýz da sizi ödüllendirecektir.
5. "Dua ettiðiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayýn! Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köþe baþlarýnda dikilip dua etmekten zevk alýrlar. Size doðrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almýþlardýr! 6. Siz ise, dua edeceðiniz zaman odanýza girip kapýyý örtün ve gizlide olan Babanýza dua edin. Gizlilik içinde yapýlaný gören Babanýz da sizi ödüllendirecektir. 7. Dua ettiðinizde, putperestler gibi boþ sözler tekrarlayýp durmayýn. Onlar, söz kalabalýðýyla seslerini duyurabileceklerini sanýrlar. 8. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanýz, nelere gereksinmeniz olduðunu daha siz O'ndan dilemeden önce bilir.
9. "Bunun için siz þöyle dua edin:
'Göklerdeki Babamýz,
adýn kutsal kýlýnsýn.
10. Egemenliðin gelsin.
Gökte olduðu gibi, yeryüzünde de
senin istediðin olsun.
11. Bugün bize gündelik ekmeðimizi ver.
12. Bize karþý suç iþleyenleri baðýþladýðýmýz gibi,
sen de bizim suçlarýmýzý baðýþla.
13. Ayartýlmamýza izin verme.
Kötü olandan bizi kurtar.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik
sonsuzlara dek senindir. Amin.'(d)
14. "Baþkalarýnýn suçlarýný baðýþlarsanýz, göksel Babanýz da sizin suçlarýnýzý baðýþlar. 15. Ama siz baþkalarýnýn suçlarýný baðýþlamazsanýz, Babanýz da sizin suçlarýnýzý baðýþlamaz.
16. "Oruç tuttuðunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayýn. Onlar oruç tuttuklarýný insanlara belli etmek için kendilerine periþan bir görünüm verirler. Size doðrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almýþlardýr. 17. Siz oruç tuttuðunuz zaman, baþýnýza yað sürüp yüzünüzü yýkayýn. 18. Öyle ki, insanlara deðil, gizlide olan Babanýza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapýlaný gören Babanýz sizi ödüllendirecektir.
19. "Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onlarý yiyip bitirir, hýrsýzlar da girip çalarlar. 20. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onlarý yiyip bitirir, ne de hýrsýzlar girip çalar. 21. Hazineniz neredeyse, yüreðiniz de orada olacak.
22. "Bedenin ýþýðý gözdür. Gözünüz saðlamsa(e), tüm bedeniniz aydýnlýk olur. 23. Gözünüz bozuksa(f), tüm bedeniniz karanlýk olur. Buna göre, içinizdeki 'ýþýk' karanlýksa, ne korkunçtur o karanlýk!
24. "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine baðlanýp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrý'ya, hem de paraya(g) kulluk edemezsiniz.
25. "Bu nedenle size þunu söylüyorum: 'Ne yiyip ne içeceðiz?' diye canýnýz için, ya da 'Ne giyeceðiz?' diye bedeniniz için kaygýlanmayýn. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli deðil mi? 26. Gökte uçan kuþlara bakýn! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanýz yine de onlarý doyurur. Siz onlardan çok daha deðerli deðil misiniz? 27. Hangi biriniz kaygýlanmakla ömrünü bir anlýk uzatabilir?(ð) 28. Giyecek konusunda neden kaygýlanýyorsunuz? Kýr zambaklarýnýn nasýl büyüdüðüne bakýn! Ne çalýþýrlar, ne de iplik eðirirler. 29. Ama size þunu söyleyeyim, tüm görkemine raðmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiþ deðildi. 30. Bugün var olup yarýn ocaða atýlacak olan kýr otunu böyle giydiren Tanrý'nýn sizi de giydireceði çok daha kesin deðil mi, ey imaný kýt olanlar?
31. "Öyleyse, 'Ne yiyeceðiz?' 'Ne içeceðiz?' ya da 'Ne giyeceðiz?' diyerek kaygýlanmayýn. 32. Uluslar hep bu þeylerin peþinden giderler. Oysa göksel Babanýz, tüm bunlarý gereksindiðinizi bilir. 33. Siz önce O'nun egemenliðinin ve O'ndaki doðruluðun ardýndan gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. 34. Buna göre, yarýn için kaygýlanmayýn. Yarýnýn kaygýsý yarýnýn olsun. Her günün derdi kendine yeter.