Bölüm 8, LUKA

LUKA 9

Ýsa on iki elçisini görevlendiriyor

(Mat.10:5-15; Mar.6:7-13)

Ýsa, Onikileri* yanýna çaðýrarak onlara tüm cinleri kovmak (g) ve hastalýklarý iyileþtirmek için güç ve yetki verdi. 2. Sonra onlarý Tanrý'nýn Egemenliðini duyurmaya ve hastalarý iyileþtirmeye gönderdi. 3. Onlara þöyle dedi: "Yolculuk için yanýnýza hiçbir þey almayýn - ne deðnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek mintan. 4. Hangi eve girerseniz, kentten ayrýlýncaya dek orada kalýn. 5. Sizi kabul etmeyenler olursa, kentten ayrýlýrken onlara uyarý olsun diye ayaklarýnýzýn tozunu silkin." 6. Onlar da yola çýktýlar, her yerde Müjde'yi yayarak ve hastalarý iyileþtirerek köy köy dolaþtýlar.
7-8. Bölgenin kralý* Hirodes bütün bu olanlarý duyunca þaþkýna döndü. Çünkü bazýlarý Yahya'nýn ölümden dirildiðini, bazýlarý Ýlyas'ýn göründüðünü, daha baþkalarý ise eski peygamberlerden birinin dirildiðini söylüyordu. 9. Hirodes, "Yahya'nýn baþýný ben kestirdim. ßimdi kendisiyle ilgili böyle haberler duyduðum bu adam kim?" diyor ve Ýsa'yý görmenin bir yolunu arýyordu.

Ýsa beþ bin kiþiyi doyuruyor

(Mat.14:13-21; Mar.6:30-44; Yu.6:1-44)

10. Elçiler geri dönünce, yaptýklarý her þeyi Ýsa'ya anlattýlar. Sonra Ýsa yalnýzca onlarý yanýna alýp Beytsayda denilen bir kente çekildi. 11. Bunu öðrenen halk O'nun ardýndan gitti. Ýsa onlarý ilgiyle karþýladý, kendilerine Tanrý'nýn Egemenliðinden söz etti ve þifaya ihtiyacý olanlarý iyileþtirdi.
12. Günbatýmýna doðru Onikiler gelip O'na, "Halký salýver de çevredeki köylere ve çiftliklere gidip kendilerine barýnak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü burada ýssýz bir yerdeyiz" dediler.
13. O ise kendilerine, "Onlara siz yiyecek verin" dedi.
"Beþ ekmekle iki balýktan baþka bir þeyimiz yok" dediler. "Yoksa biz mi gidip bütün bu halk için yiyecek alalým?" 14. Orada yaklaþýk beþ bin erkek vardý.
Ýsa öðrencilerine, "Halký yaklaþýk elliþer kiþilik kümeler halinde yere oturtun" dedi. 15. Öðrenciler öyle yapýp herkesi yere oturttular. 16. Ýsa, beþ ekmekle iki balýðý aldý, gözlerini göðe dikerek þükran duasýný yaptý; sonra bunlarý böldü ve halka daðýtmalarý için öðrencilerine verdi. 17. Herkes yiyip doyduktan sonra on iki sepet dolusu yemek artýðý toplandý.

Petrus'un Mesih'i tanýmasý

(Mat.16:13-28; Mar.8:27-9Mar.8:1)

18. Bir gün Ýsa tek baþýna dua ediyordu, öðrencileri de yanýndaydý. Ýsa onlara, "Halk benim kim olduðumu söylüyor?" diye sordu.
19. Onlar þöyle cevap verdiler: "Vaftizci Yahya diyorlar. Kimi ise Ýlyas, kimileri de eski peygamberlerden birinin dirilmiþ olduðunu söylüyor."
20. Ýsa onlara, "Ya siz" dedi, "ben kimim dersiniz?".
Petrus, "Sen Tanrý'nýn Mesihisin" cevabýný verdi.
21. Ýsa, onlarý uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu. 22. "Ýnsanoðlu'nun* çok acý çekmesi, ihtiyarlar, baþkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektir" dedi. 23. Sonra herkese þunlarý söyledi: "Ardýmdan gelmek isteyen, kendini inkâr etsin, her gün çarmýhýný yüklenip beni izlesin. 24. Canýný kurtarmak isteyen onu yitirecek; canýný benim uðruma yitiren ise onu kurtaracaktýr. 25. Ýnsan bütün dünyayý kazanýp da canýný yitirirse, canýndan olursa, bunun kendisine ne yararý olur? 26. Kim benden ve benim sözlerimden utanýrsa, Ýnsanoðlu da kendisinin, Babasýnýn ve kutsal meleklerin görkemi içinde geldiðinde o kiþiden utanacaktýr. 27. Size gerçeði söyleyeyim, burada bulunanlar arasýnda, Tanrý'nýn Egemenliðini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var."

Ýsa'nýn görünümü deðiþiyor

(Mat.17:1-8; Mar.9:2-8)

28. Bu sözleri söyledikten yaklaþýk sekiz gün sonra Ýsa, yanýna Petrus, Yuhanna ve Yakub'u alarak dua etmek üzere daða çýktý. 29. Ýsa dua ederken yüzünün görünümü deðiþti, giysileri þimþek gibi parýldayan bir beyazlýða büründü. 30-31. O anda görkemli bir þekilde ortalýkta beliren iki kiþi Ýsa'yla konuþmaya baþladýlar. Bunlar Musa ile Ýlyas'tý. Ýsa'nýn yakýnda Kudüs'te gerçekleþecek olan ayrýlýþýný (ð) konuþuyorlardý.
32. Petrus ile yanýndakilerin üzerine uyku çökmüþtü. Ama uykularý iyice daðýlýnca Ýsa'nýn görkemini ve yanýnda duran iki kiþiyi gördüler. 33. Bunlar Ýsa'nýn yanýndan ayrýlýrken Petrus Ýsa'ya, "Efendimiz" dedi, "burada bulunmamýz ne iyi oldu! Üç çardak kuralým: biri sana, biri Musa'ya, biri de Ýlyas'a." Aslýnda ne söylediðinin farkýnda deðildi.
34. Petrus daha bunlarý söylerken bir bulut gelip onlarý gölgeledi. Bulut onlarýn etrafýný sarýnca korktular. 35. Buluttan gelen bir ses, "Bu benim Oðlumdur, seçilmiþ Olan'dýr. O'nu dinleyin!" dedi. 36. Ses kesilince Ýsa'nýn tek baþýna olduðu görüldü. Öðrenciler bunu gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.

Cine tutsak bir çocuðun iyileþtirilmesi

(Mat.17:14-23; Mar.9:14-32)

37. Ertesi gün daðdan indikleri zaman, Ýsa'yý büyük bir kalabalýk karþýladý. 38. Kalabalýðýn içinden bir adam, "Öðretmenim" diye seslendi, "yalvarýrým sana, oðluma bakýver, o benim bir taneciðimdir. 39. Bir ruh onu yakalýyor, o da birdenbire baðýrmaya baþlýyor. Ruh onu, aðzýndan köpükler akýtana dek þiddetle sarsýyor. Yara bere içinde býrakýyor, kendisinden zor ayrýlýyor. 40. Ruhu kovmalarý için öðrencilerine yalvardým, ama baþaramadýlar."
41. Ýsa þöyle karþýlýk verdi: "Ey imansýz ve sapmýþ kuþak! Sizinle daha ne kadar kalýp size katlanacaðým? Oðlunu buraya getir."
42. Çocuk daha Ýsa'ya yaklaþýrken cin onu yere vurup þiddetle sarstý. Ama Ýsa kötü ruhu azarladý, çocuðu iyileþtirerek babasýna geri verdi. 43-44. Herkes Tanrý'nýn büyük gücüne þaþýp kaldý.
Ýsa'nýn tüm yaptýklarý karþýsýnda herkes hayret içindeyken, kendisi öðrencilerine, "Siz þu sözlerime iyice kulak verin" dedi. "Ýnsanoðlu, insanlarýn eline teslim edilecek." 45. Onlar bu sözü anlamadýlar. Sözü kavramasýnlar diye anlamý kendilerinden gizlenmiþti. Üstelik Ýsa'ya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardý.

En büyük kim?

(Mat.18:1-5; Mar.9:33-40)

46. Öðrenciler, aralarýnda kimin en büyük olduðunu tartýþmaya baþladýlar. 47-48. Akýllarýndan geçeni bilen Ýsa, küçük bir çocuðu tutup yanýna çekti ve onlara þöyle dedi: "Bu çocuðu benim adým uðruna kabul eden, beni kabul etmiþ olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiþ olur. Aranýzda en küçük kim ise, iþte en büyük odur."
49. Yuhanna buna karþýlýk, "Efendimiz" dedi, "senin adýnla cin kovan birini gördük, ama bizimle birlikte seni izlemediði için ona engel olmaya çalýþtýk."
50. Ýsa, "Ona engel olmayýn!" dedi. "Size karþý olmayan, sizden yanadýr."

Samiriyeliler Ýsa'yý istemiyor

51. Göðe alýnacaðý gün yaklaþýnca Ýsa, kararlý adýmlarla Kudüs'e doðru yola çýktý. 52. Kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazýrlýk yapmak üzere gidip Samiriyelilere ait bir köye girdiler. 53. Ama Samiriyeliler Kudüs'e gitmekte olan Ýsa'yý kabul etmediler. 54. Öðrencilerden Yakup'la Yuhanna bunu görünce, "Rab, bunlarý yok etmek için bir buyrukla gökten ateþ yaðdýrmamýzý ister misin?" dediler. 55. Ama Ýsa dönüp onlarý azarladý. 56. Sonra baþka bir köye gittiler.

Ýsa'yý izlemenin bedeli
(Mat.8:19-22)

57. Yolda giderlerken bir adam Ýsa'ya, "Nereye gidersen, ben senin ardýndan geleceðim" dedi.
58. Ýsa ona, "Tilkilerin ini, gökte uçan kuþlarýn yuvasý var, ama Ýnsanoðlu'nun baþýný yaslayacak bir yeri yok" dedi.
59. Bir baþkasýna, "Ardýmdan gel" dedi.
Adam ise, "Ýzin ver de önce gidip babamý gömeyim" dedi.
60. Ýsa ona þöyle dedi: "Ölüleri býrak, kendi ölülerini kendileri gömsünler. Sen gidip, Tanrý'nýn Egemenliðini duyur."
61. Bir baþkasý, "Rab" dedi, "senin ardýndan geleceðim ama, izin ver, önce evimdekilerle vedalaþayým."
62. Ýsa ona, "Sabana el atýp da geriye bakan hiç kimse Tanrý'nýn Egemenliðine layýk deðildir" dedi.

Bölüm 10, LUKA